Özgürlük öyle garip
bir esaret ki içerimde;
Ne hepten tamım ne
hepten yarım.
''Sadece okumaya
yarıyorsa kitaptan iyi afyon yoklarım!''
Ki bir kız çocuğuyum
bazen,
Bazen kırkını geçkin
güzelce bir kadın.
Ne zor ama ne güzel yaşamak bu bedende,
Hatta bir bende. Kaf
Dağ'ını yükleseler omuzuma,
Hiç umursamaz hem
sırtlar, Hem sırıtırım.
Tırnağı kırılsa
feryat edenlere imrenirim hep,
Ne çok dinleyenleri vardır diye.
Halbuki ben bütün
figanlarımı her gecelerde sayfalara sıkıştırırım.
Okutmaya değer
gördüklerim azdır.
Çoğu vakit de
anlatmaya.
Konuştuğumdan daha çoktur sustuklarım,
Ama hiç bıkmadan,
Ve klişedir ama her
şeye rağmendir,
Olmamış gibi
yaptıklarım.
Bazen acırdım her
şeyi bir arada götüremeyen insanlara,
Şimdi her şeyi bir
hokkabaz sihriyle başarabilenlere doluyor gözlerim,
Zor olan güçlü olmak
değildir işte,
Güçlü olamayanlarla
paylaşma nezaketi göstermektir hayatı,
Görmeyen hiçbir gözün anlayamayacağı bir
incelikle.
Bir yaz gününe
rağmen rüzgarın tüyler ürperten hali.
Aksi gibi uzanılmış toprağın mezar-i harareti.
Bir kitabın gün doğumundan gün batımına
Sere serpe okunan hikayesi,
Hiç bitmeyecekmiş
gibi yürünen yolların teranesi.
Bir de sohbetlerin
belki de en güzeli,
Ucunda bir telefonun.
Ki bir kız çocuğuyum
bazen,
Bazen kırkını geçkin
güzelce bir kadın.
Zeynep Bakır