/ ahirzaman üçlüsü

Özlem Büşra Ş., Kadriye Torun, Ahirzaman Garibi

28 Mart 2014 Cuma


Tüm dünyayı karanlık bulutlar sarmıştı. Korkmuştum yalnızdım. Bir yol görmüştüm ileride kısa görünen uzun bir yoldu bu. Yolun sonu görünmediğinden ürkmüştüm. Küçük ve zayıftım. Bu yolsa çok çetrefilli…


Ama bir ışık vardı sonunda biliyordum hissetmiştim bunu. Zahmetten doğacak bir rahmete sığınmıştım. Sarılarak kollarıma, üşüyen kendimi ısıtmıştım yol boyu. Korkan kendimi korkmayan kendim avutmuştum. Yol boyunca yoldaş olmuştum kendime. Yoldan sapıp yine yola sokmuştum ayaklarımı.

Gün bitmeden varmak istemiştim yolun sonuna. Yine geceye kalmıştım o karanlık uçurumda. Gece yüzünü gösteren tehlikeler sarmıştı yolumu. Yüzünü göstermeyen düşmanlar kadar adiydi yüzüme gülümseyen yoldaş adayları. Ve ben benim en yakını ben kendimin sırdaşıydım bu yolda.

Sen yoktu biz yoktu yok olmuştu dost denilenler. Ben kısa görünen ama bitmek bilmeyen bir yolculukta kaybolmuştum. Kendimi bulmak için her doğan günde yeniden doğmuştum güneşle… Uyuyamamıştım korktuğum o koca ormanda. Meğer ben ne çok yormuştum kendimi. Ne çok ağlamıştım ağlanmayacak hiçliklere.


Doğmuştum ya ölmek için. İşte bugün görüyorum evet öldüğüm yerden doğuyorum tam olarak bugün…
              Özlem Büşra Şılak